‘İlik kardeşi’ ile tanışacak

Hayatı, yakalandığı lösemi ile alt üst olan, işi bozulan ve eşi tarafından terk edilen Ahmet Savaş, bağışladığı kemik iliğiyle kendisine ikinci bir yaşam veren Alman ”ilik kardeşi” ile tanışacak.

images ANKARA – Yaklaşık 4 yıl önce halsizlikle belirti veren ”Myelo Dysplastic Sendrom” (MDS) (Kemik iliği yetersizliği), daha sonra lösemiye dönüşen Savaş’a kemik iliği nakli olması gerektiği söylendi.

Ailesinde uygun verici bulunamaması üzerine, Almanya, İspanya ve Portekiz’deki kemik iliği bankalarına başvuruldu. Savaş için müjde Almanya’dan geldi. Alman Kemik İliği Bağış Bankası’ndan (DKMS), 57 yaşındaki bir erkek vericinin kemik iliğinin Savaş için yüzde 100 uyumlu olduğu bildirildi.

Almanya’dan gelen iyi haberle sevinen Ahmet Savaş’a, iki yıl önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’nda Prof. Dr. Osman İlhan tarafından kemik iliği nakli yapıldı.

Nakilden bir hafta sonra Savaş’ta allojenik kemik iliği nakli sonrası sıkça görülen, hastaların yüzde 30’unda ölüme yol açan Graft-Versus-Host denilen hastalık gelişti. Ateşi yükselen, karaciğeri, bağırsak ve cildinde komplikasyon ortaya çıkan Savaş, zamanında müdahale edilmesi sayesinde yaşama tutundu. Ancak, ölüme karşı mücadelesini kazanan Savaş, evliliğini kurtarmak için verdiği mücadeleye yenik düştü. Ahmet Savaş, o dönemde yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:

”Lösemiye yakalandığımda evliydim ve kendime ait bir kuruyemişçim vardı. Hastalığım nedeniyle sürekli hastaneye gidip geldiğim için işyerimle yeterince ilgilenememem, işlerimi olumsuz etkiledi. Lösemi hastalığının verdiği zorluklar ve işlerimin bozulması üzerine, çok güvendiğim eşim beni terk etti. Çocuğumu da bana göstermedi. Lösemi ve benzeri hastalıklarda, hastanın çevresinden destek alması ve onlara güvenmesi çok önemli. Ben eşimden göremediğim desteği, ailemden ve doktorumdan gördüm. Bu destek sayesinde hayata tutundum. Lösemi ve benzeri hastalıkları yenmek için en gerekli şeyler sevgi, inanç ve tedaviyi yürüten hekimin tecrübesidir. Ailemin ve çevremdekilerin sevgisi, hastalığı yeneceğime olan inancım, doktorumun ve diğer sağlık ekibinin tecrübesine Almanya’dan gelen uygun kök hücre de eklenince hastalığımı yendim. Şu anda yüzünü hiç görmediğim bir kişi sayesinde hayattayım.”

Kendisini yeniden hayata bağlayan vericisi ile DKMS’nin 20. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında 25 Mayıs’ta Almanya’da düzenlenecek toplantıda tanışma olanağı bulacağını kaydeden Savaş, ”Aynı hücreleri ve kanı taşıdığım, bana yeniden yaşam şansı veren kişiyle tanışmak çok heyecan verici olacak. Biz üç kardeşiz, ama aynı hücreleri taşıdığım binlerce kilometre uzaktaki vericim ile de kendimi kardeş gibi hissediyorum. Ona olan minnetimi bir araya geldiğimizde dile getireceğim” şeklinde konuştu.

‘KAN GRUBU DONÖRÜ İLE AYNI’
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Osman İlhan, Ahmet Savaş’ın kök hücre nakli öncesi 0 grubu RH pozitif olan kan grubunun, artık vericisininki gibi B grubu RH pozitife dönüştüğünü söyledi. Savaş için uygun kök hücrenin 3 milyon vericiye sahip, dünyanın en büyük kemik iliği bankası DKMS’den bulunmasının büyük bir şans olduğunu anlatan İlhan, şu bilgileri aktardı:

”Ailesinde uygun verici olmayan bu tür hastalarımız için en büyük sorun aile dışından verici bulmaktır. Ülkemizde bu tür bankalar olmadığı için hastalarımızın yüzde 25’i sadece nakil olabiliyor, diğerleri ise maalesef yaşamını kaybediyor. Geçmişte doktor Babuna olayındaki gibi bir takım kişisel girişimler oldu, ama bunlar halkta ve biz hekimlerde büyük moral bozukluğu yarattı. Ancak yakın bir zamanda hayata geçirilecek Türkkök Projesi ile artık bu gibi olaylar yaşanmayacak ve Ahmet Savaş gibi hastalarımız, yurtdışına büyük paralar ödemeye gerek kalmadan kendi ülkemizde verici bulabilecek. Zira yurtdışından getirilen kök hücre için 20 bin Avro ödüyoruz. Bu projeyle sadece Türkiye’deki hastalar için değil, aynı zamanda Orta Asya Türk Cumhuriyetlerindeki soydaşlarımız da tedavi imkânı bulabilecek.”

Türkiye’de yılda 500 dolayında akraba dışı nakil olmayı bekleyen hasta bulunmasına rağmen, ancak 30-40 hastanın bu imkânı bulabildiğini kaydeden İlhan, ”ABD ve Avrupa’da akraba dışı nakillerin oranı yüzde 45 iken bizde bu oran sadece yüzde 5 civarında. 500 hastanın tümüne yurt dışından kök hücre getirilse yılda 20 milyon Avro ödememiz gerekir. Türkkök kurulduktan sonra Türkiye’de kök hücre turizmi bile yapılabilir” şeklinde konuştu. kaynak